Ankara'da Hacı Olmak

Ankara'da pek kimsemiz yok. Akrabalar hep başka şehirlerde. Eşimle ikimiz de burada da okumadık üniversiteyi, bu yüzden okul arkadaşımız da pek yok. Bir kaç yakın aile dostumuz var, onlarla görüşüyoruz. Aileyle aynı şehirde olmamanın avantajı da var dezavantajı da ama galiba çocuk olduktan sonra dezavantaj kısmı daha ağır basıyor.

Uzaktaki akrabaları sürekli çağırırız buraya gezmeye. Herkesin işi gücü var tabii, pek denk düşüremiyoruz. Lakin bazen ağa takılanlar oluyor :) 

Bu haftaki şanslı misafirimiz Emel'di. Özgür'ün kuzeni. Sağolsun Kerem'in doğumgünü için bize çok yardım etti. Kendisine de hava değişimi oldu. Her ne kadar burada deniz olmasa da kendisine müthiş bir sürprizimiz vardı. Tabii ki Anıtkabir :)

Ziyarete gelen konuklarımız genelde Ankara'ya hiç gelmemiş, gelmiş olsa da bir-iki günlüğüne iş için gelmiş oluyorlar. Ayrıca her gelen mutlaka Anıtkabir'i görmek istiyor. Emel de Ankara'ya hiç gelmeyenlerden. Kendisine Tunalı alternatifini sunduysam da, o Anıtkabir'i göreyim gelmişken dedi. Yani hacı olmayı seçti. Evet biz eşimle artık Ankara'ya gelenleri hacı yapıyoruz. Bizimkisi eğlence tabii, kimse ciddiye alıp da "vay efendim..." demeye kalkışmasın.

Velhasıl kelam, Ankara'ya hacı olmaya tüm yakınlarımızı bekleriz efendim :)

Yorumlar

Yorum Gönder

Çekinmeyin yazın :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir garip sütten kesme hikayesi