Kerem ve Annesinin Hikayesi-3. Ve Son Bölüm

Evet hikaye bundan sonra başlıyor. Doğumun kendiliğinden başlaması için kendimi vurdum dışarılara. Çıkrıkçılar Yokuşu, Kale, AVM (bunların hepsi bir günde tavaf edilmiştir)...Bu kadar zorlayınca bizim oğlan dayanamadı tabi :) Gece hafif ağrılarım oldu, ertesi sabah 9 gibi de ağrıyla uyanıp banyoya gittim. Ta taaam, suyum gelmişti. 

Hemen doktorumu aradık. "En istenmeyen doğum başlangıcı budur" demişti doktorum daha önceki kontrollerde, çünkü doğumun gerçekleşmesi için en fazla 24 saat beklenir. Aksi taktirde bebeğin besleneceği ortamda su kalmaz ve hayatı tehlikeye girer. Doktorum hemen hastaneye ulaşmamı söyledi ve biz de apar topar hazırlanıp Güven Hastanesi'nin yolunu tuttuk. Doğum çantamız zaten haftalar öncesinden hazırdı. Rahattık, panik olmadık hiç. Eğitimlerin faydasını görüyor insan.

Sabah 10 gibi hastaneye yerleştik. Beni hazırlayıp NST cihazına bağladılar. Bu cihaz,annenin kasılmalarını ve bebeğin kalp atışlarını izleyen bir alet. Bu cihaza bağlı kalmayı da çok istemiyordum ama suyum sürekli geldiği için bebeğin kalbini izlemeleri gerekiyordu. Doktorum geldi, muayene etti ve bekleyeceğiz dedi.Beni hemşirelere emanet edip hastaneden ayrıldı. Bundan sonra kasılmaların sıklaşmasını ve rahim ağzının açılmasını bekledik. Bu aşamalar keyifliydi aslında, kasılmalar düzensiz geliyordu. Onu da nefes egsersizi ile atlatıyordum. Sonra arkadaşlar geldi. O halde ziyaretçi kabul etmek pek hoş değildi açıkçası. Hele arkadaşın kocası bana acıyarak bakınca o kadar da kötü olmadığımı anlatmaya çalıştım bir süre :)
Kasılmalar sıklaştı ama bir türlü düzenli hale gelmedi. Bu nedenle doktora da bir türlü haber verilemedi. Böyle böyle derken gece oldu. Saat 11 gibi artık doktoru aradı ve bilgi verdi hemşireler. Ve böylece suni sancı dönemi başladı. Suni sancı kasılma aralığını azalttı, sancılar daha keskin gelmeye başladı. Ben de hem açılmaya yardım eder hem de sancıları rahat atlatırım diye koridorda yürüyüşe başladım. Bir yanımda serum bir yanımda kocam. Hem kasılmaları atlatmaya çalışıyorum hem de açılma oluyor galiba diye seviniyorum bir yandan. Sonunda 16 Mayıs'ın ilk saatlerinde doktorum kontrole geldi ve açılmayı kontrol etti. Sadece ve sadece 1 cm'lik bir açılma vardı - ki 8-9 cm olması gerekiyordu. Suyum iyice azalmıştı. Doktorum,normal doğumu çok istediğimi bildiğini ama bu şekilde devam edersek bebeği tehlikeye atacağımızı söyledi.Evet ameliyat istemiyordum ama elimden geleni yapmıştım. Doğum kendiliğinden başlamıştı, sancıları çekmiştim ama tıp dünyasının "ilerlemeyen eylem" dedikleri şey olmuştu işte. Bu durumda sezeryanı kabul etmek zorunda kaldım ve beni gece 3'te ameliyathaneye aldılar.Belden aşağıyı uyuşturan epidural anesteziyle gerçekleşti ameliyat. Kocamsa her anında yanımdaydı.

Bu hikayenin sonunda 16 Mayıs 2011 saat 3:25'te oğlumuz Kerem'e kavuştuk.Ve bambaşka bir hikaye başladı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir garip sütten kesme hikayesi